Nilüferce

Cumartesi, Ekim 21, 2006

GEÇMİŞE YOLCULUK...

Geçmişe Yolculuk

Geçmişe kısa bir yolculuk yapalım.Çocukluğumuzdaki bayram günlerine dönelim.Zaman gerçekten çok çabuk ilerliyor,o günlerden geri kalan sadece güzel hatıralar.Çoğumuz zaman zamanda olsa çocukluğumuzdaki bayram günlerini aklımızdan geçirip ah ne güzel günlerdi diye bir iç çekeriz.Herşey zamanında güzel.Sizler ne düşünüyorsunuz bilmiyorum ama,ben bayramda eski tatları alamıyorum.Bayram sabahı, sabahın ilk saatlerinde babaannemin sesiyle uyanırdık,hadi kalkın....Dedem ve babam bayram namazı için camiye gitmiş olurdu.Kalkar kalkmaz ( bu arada yüzümüzü yıkamış oluyoruz tabi ki ) pencereye koşardık.Köy halkı bayram namazından sonra mezarlığı ziyaret ederdi.Genelde herkes dışarıda olmasına rağmen bayram zamanı köye gelinip,büyüklerle beraber bayram geçirilirdi.Bundan dolayı da bu zamanlarda köy oldukça kalabalık olur. Kızkardeşimle beraber camın kenarına oturup mezarlığa doğru giden o kalabalığın içinden dedemi ve babamı tanımaya çalışırdık.İnanın ev ile geçilen yol arasında oldukça mesafe olmasına rağmen biz sabırla onları görmeye çalışırdık.Genelde büyükler önde,orta yaşlar ortada,gençler ise arkada gider.Eh az da olsa onları nerede arayacağımızı biliyoruz.Sonra birimizden biri mutlaka görürdü.
-Bak işte dedem orada,
-Babam da şu tarafta

Çocukluk işte o camın kenarında oturup beklemek çok hoşumuza giderdi.O kalabalığın içinde onları seçebilmek ise bize ayrı bir mutluluk verirdi.Bu işin dönüş faslıda vardı.Mezardan dönerken tekrar camın kenarına koşup,2.turda da onları ayırt etmeye çalışırdık.Annem ve babaannem bu sırada kahvaltıyı hazırlardı.Köy soğuk olduğu için soba yanardı.Küçük odanın içerisinde yanan odun sobası içeriyi sıcacık yapardı.Divanın üzerine kurulan küçük bir sini,üzerinde köy peyniri,tereyağı,köy ekmeği….
Her şey tamamdı.Dedem ve babam mezar ziyaretinden geldikten sonra sıraya geçerdik.Önce babam arkasından bizler büyüklerin elinden öperdik.Harçlığımızı alırdık.Dedemin verdiği paranın tadı daha bir başkaydı.(Herhangi bir yerden maaşı yoktu ama yinede harçlık vermeyi ihmal etmezdi).Neşeli bir bayram sabahı, kahvaltısıydı anılarda kalan,asla unutulmayacak olan....

Yarın nasip olursa yine köydeyiz.Büyükler yokken de o evin kapıları açılır ve bayram orada kutlanır.Yine bayram sabahı kalkılacak.Bu sefer bayram namazına giden dedem değil,babam ve erkek kardeşim olacak.Biz yine kızkardeşimle camın kenarına koşacağız.Kalabalık içerisinden babamı ve erkek kardeşimi ayırt etmeye çalışacağız.Yaş ne kadar ilerlerse ilerlesin o içimizdeki çocuk hep aynı kalacak ve hiç büyümeyecek ancak o eski tatlar kolay kolay geriye gelmeyecek…

Haydi şimdide siz hatırlayın bayram anılarınızı….

Herkesin RAMAZAN BAYRAM’ını şimdiden kutlar.Huzur ve neşe içinde güzel bir bayram geçirmenizi dilerim…
Not :
( Resimdeki şeker ve lokumlar için Beyaz Piyanoya teşekkürler.Bayram gelmeden hepsini yedim,bitirdim.Tabakta bir tane bile kalmadı :-) :-) :-)
posted by Nilüfer at 1:47 ÖS 20 comments

Cumartesi, Ekim 14, 2006

KÜÇÜK MUTLULUKLAR....

Küçük Mutluluklar.......

Mutluluk yanıbaşımızda,çok yakınımızda aslında.Ancak biz insanoğlu öyle dalıp gitmişiz ki bu dünya işlerine,bizi mutlu edip ,yüzümüzde tebessüme yol açabilecek küçük ayrıntılara bile gözlerimizi kapamışız.Şimdi nerden esti bu Nilüfer diyeceksiniz.Aslında bu yazıyı çok daha önce olayın geçtiği gün yazmak isterdim ama nasip olmadı işte.Sadece birkaç dakikalık bir telefon görüşmesiydi yüzümde gülümsemeye yol açıp,o günümün güzel geçmesini sağlayan.Aslında henüz tanışmayıp,blog sayfasında başlayıp msn ve gmail sohbetleriyle devam eden,sanki uzun yıllardan beri onu tanıyormuş hissi uyandıran bir arkadaş,bir dost,bir kardeşti Zehra.Beni aradığında yüreğindeki o içtenlik ve sevginin,yüzündeki neşesinin sesine yansımasını hissettim.Birkaç dakika süren bir konuşmanın ,uzaklardan gelen o içten sesin (özellikle şu iş yoğunluğunda)tüm günümü yüzümde tebessümle ve huzurlu bir şekilde geçirmeme sebep olması çok hoştu ve o gün düşündüm aslında küçük gibi görünen ama bizleri mutlu eden o kadar çok şey var ki hayatta.Ama biz bunları bir türlü göremiyoruz.

Sabah kalktığınızda (biliyorum çoğunuz gözlerinizi zor açıyor,yataklarınızdan zor kalkıyorsunuz) gülümseyerek güne merhaba demek,işyerine geldiğinizde içtenlik ve sıcaklıkla ve yüzünüzde tebessümle ağızdan çıkan bir selam gününüze öyle güzellik katabiliyor ki.(Özellikle bu bölüm bir günaydını ,selamı bizlerden esirgeyen idarecilerimize gitsin :-) .

Moraliniz bozuk olduğunda her zaman sizin yanınızda olan sizi bıkmayıp,usanmadan dinleyen,sizinle gülen,sizinle hüzünlenen bir dost elinin olduğunu bilmek size çok ayrı bir mutluluk veriyor.( Değil mi arkadaşça :-)

Şu an üstteki fotoğraf Kayhana ait.Ne zamandır yayınlayacaktım ama,bize mutluluk veren bu küçük ayrıntılarda o fotoğrafı da unutamazdım.Aslında başlangıçta deli bu çocuk dediğim ( şaka diyorum kardeş :-) ) onu tanıdıkça o deli dolu çocuk ruhunun yanında çok duyarlı ve duygusal biriyle karşılaştığım ,bu kardeşimin bana ait bir fotoğrafı süsleyip bu hale getirmesi beni çok mutlu etti.Belki bir fotoğraf diyeceksiniz ama insanların birbirine değer vererek ,bir şeyler yapmaya çalışması küçük gibi görünen ama insanın gözünde büyüyüp insanı mutlu eden değerlere dönüşüyor.

Ne iş,ne kariyer,ne para,ne ev,ne araba……..

Hayatınızı sürdürebilmeniz için gerekli kavramlar ama mutluluğunuz için her zaman geçerli değil.

Hepimizin küçük diye nitelendirebileceğimiz ama yüzümüzde gülümsemeye yol açan,bize mutluluk veren bu güzellikleri görebilmesi dileğiyle.....

posted by Nilüfer at 2:28 ÖS 14 comments

Çarşamba, Ekim 04, 2006

Şiiri Tamamlayalım.....

Fotoğraf arkadaşça'nın(Meral) eşine aittir.

05.10.2006 ve renkleriniçinde'nin(Zehra) doğum günü.DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN.Kalbindeki o sıcak sevgi ve yüzündeki gülümseme hiç eksik olmasın.Daha nice güzel yılları sağlık,mutluluk ve huzur içinde,tüm sevdiklerinle beraber geçirmen dileğiyle...

Kısa bir aradan sonra yeni bir posting sonunda :-)

Bu postingde yine ortaklaşa güzel bir çalışma yapacağız.Hep beraber güzel bir şiir ortaya çıkaracağız.Resimle ve sizden önceki son dizeyle uyumlu küçük bir dörtlük yazmanızı rica ediyorum.Bir kaç kez katılabilirsiniz bu çalışmaya,her dizeyi şiire hemen ekleyeceğim.Bakalım ortaya nasıl bir çalışma çıkacak.

Şiir yazmayı sevenler haydi buraya.İlk ben başladım bile :-) ....

Huzuru buluyorum yeşilin içinde,

Gölün kenarında,suyun sesinde,

Küçük bir ev düşlüyorum hayallerimde,

Gölün bir köşesinde,

Ama nerdee....

Gölün kenarında,

Yeşilliklerin içinde bir evim olsun..

Huzurum olsun..

İçinde sevdiğim olsun..

Hayat olsun..

Yaşamaya değer bir hayat olsun

Ama nerde olsun..

Sevdiğimin yanında olsun..

Sonsuza kadar kalalım orda..(Renkleriniçinde/Zehra)

Karanlıklarin ötesinde bi yerde..

Umudun ışıldadığı ,

Karamsarlığın yok olduğu yerde...

Saçlarımı okşayan rüzgarın ellerinde ...

Yüreğime dokunan seslerin izinde...(Optio)

Beni ilk gördüğün yaşda sekiyorum,

Heyyyyyyyy sevgilim ordamısın

Sana sesleniyorum,

Tüm seslerimi sana biriktiriyorum.

Ellerimi havaya acıp,

Sana aşk diliyorum

Özlüyorum seni,

Hemde hiç büyümeden özlüyorum...(Kayhan)

Korkuyorum karanlıkta sensiz kalmaktan...

İçinde bi parça beni bulamamaktan...

Çözülemeyen zincirin tam ortasında...

Seni her yağmurdaki gözyaşımda bekliyorum.... (Optio)

Yağan yağmurla beraber,

Akan gözyaşlarımı siliyorum,

Yeni umutlara,mutluluklara,sevgilere açılan kapıdan,

Yavaş ve güvenilir adımlarla girmeyi deniyorum....(Nilüfer)

Ben de varım bu alemde

Bakmayın bana,bütün hünerim kalemde

İşte,tıkandı kaldı zihnim

Yazamaz oldum yine şiir

Söyleyin bana,nerede benim cinlerim (Cenk Ünal)

Yağmur taneleri gözlerimden akanlarla karışsada

İçimdeki heyecan hep diyor

Olacak bu defa

Yürürken taşların sesi ve suyla buluşmaları

Hep bana

Güzel günlerin

Hayalini kurmayı hatırlatıyor....(Peace)

Hayallerde düşlenen güzel günler bir gün gelecek,

Akan gözyaşları elbet silinecek,

Hayat nice güzelliklerle devam edecek,

Yürekteki sevgi,umut,mutluluk sonsuza dek sürecek...

Aslında düşündümde

Ayyrı sehirlerde

Aynı yağmurlarda ıslanan iki kalp

Tek bedendik,

Lağım cukurunda giden

En güzel nehir zannetim seni

Halbuki hal böyleyken

Senden bana yar olmazmıs anladım...

Bir pencerenin dibinden bakıyorumda anılara

Şimdi iki yabancı gibiyiz

Aynı sehrin ayrı yerlerinde yasayan gibi... (Kayhan)

Oysa uykumda uzanmıştım sana......

Yüreğine dokunurum zannetmiştim......

Hayaline dokunmuşum meğer ,

Yüregine ulaşmaya çalışırken......

Kayboldum şimdi ,düşledigim gölün kıyısında......

Bulamıyorum yolumu ,pusulamdı yerdeki kırıntılı umutlar......

Korktuğum karanlığa bile anlatmıştım oysa seni......

Beni korkutamazsın demiştim....

Artık O var.............. (Optio)

Karanlıklar içinden çıkan yüzü ay gibi güzel,

Yüreği denizleri aşacak kadar derin,

Gözlerinde hayatı bulduğum,

Hayata o dediğim sevdiğim adam....

Sabah oldu uyandım rüyaydı hepsi ama yüzümde tebessüm

Rüyamdaki aşkım olsa yanımda dedim....

Zaman geçti bir gün bir sabah güneşli bir günde o vardı karşımda

hemde elleri ellerimde...(Peace)

Devamı sizlere ait :-) artık

posted by Nilüfer at 11:27 ÖS 15 comments