Nilüferce

Cuma, Nisan 06, 2007

06.04.2007


Merhaba 2005 yılının Nisan ayında "Fotoğraf Dünyası" olarak başlayıp sonra Nilüferce olarak devam eden bloğumun 06.04.2007 tarihinde tamamıyla kapanışını yapmaya düşündüm.Son veda yazımı yazıp,bu yazı 1 hafta kaldıktan sonra Nilüferce sonsuza dek ortadan kalkacaktı.Daha öncede bir kapanış yapmıştım,ama orda açık bir kapı bırakıp tekrar dönebilirimde demiştim.Ancak bu sefer ki kararım kesindi,eğer bir kapanış yapacaksam bir daha dönüş yapmayacaktım ve bloglardan uzaklaşacaktım.Eski arşivime baktığımda çok fazla yazı yazmasamda şu ana nazaran daha zevkle postingleri eklediğimi,yorumlara hemen cevap verdiğimi,sobelendiğim oyunlardaki sorularada neşe içinde,keyifle cevap verdiğimi ve çok daha sık posting eklediğimi gördüm.Ama şu anda ne posting hazırlamak,ne birşeyler karalamak,nede sobelendiğim oyunlara cevap vermek içimden gelmiyor.Sanırım ayda bir post eklememden,yorumlara geç cevap vermemden durumun vahimliği ortaya çıkıyor :-) .Özelliklede sobelendiğim oyunlarda yazmadığım için tüm arkadaşlardan özür diliyorum.( Zehra kesinlikle bu konuda beni vuracak artık).

Kapanış planımı bile yapmıştım.Her zaman ki gibi açılış ve kapanışlar değişmez geleneğim olan Ümit Yaşar Oğuzcan'ın "Dağ Rüzgarı" şiiriyle olacaktı.Nilüfer yeter artık bıktık bu şiirden diyebilirsiniz ama ben çok seviyorum bu şiiri ve Ümit Yaşar Oğuzcan'ın diğer şiirlerini.Ehh şiirin yanında fotoğraf eklemeden olmaz,kapanışımıda blogda daha önce yayınladığım ve hiçbir zaman yayınlamaktan bıkmayacağım çok sevdiğim bir fotoğrafla bitirecektim.Veeeee küçük bir oyun.Yorumlarıyla ben yalnız bırakmayan blogcu arkadaşlarımı tanıtacaktım.Zaten böyle bir oyunla Zehra beni sobelemişti,hemde ona cevap vermiş olacaktım.Ehhhh bu kadar kapanış planını yaptıktan sonra bozmak olmaz değil mi.Sırasıyla planımızın aşamasını gerçekleştirelim.Ama yapamadığım tek şey ne oldu dersiniz.Bloğuma son noktayı koyamamak.Bugün için kesinlikle,tamamen kapatacaktım,ama bir türlü kıyamıyorum Nilüferce'ye.Sanırım benden bir parça oldu.Sevinçlerimizi,üzüntülerimizi,güzel anılarımızı paylaştık hiç tanımadığımız ama çok güzel dostluklar kurduğumuz blogcu dostlarımızla.
Bloglar kendimizi yansıtıyor değil mi....

06.04.2007 tarihinden bahsetmişken en yakın arkadaşım ve blog dünyasına adım atmamı sağlayan değerli dostum Meralin oğlunun bugün doğum günü.Kutalmış Paşa 5 yaşına giriyor.Onun doğum gününü kutluyor ve ailesi ile beraber mutlu daha nice güzel günler diliyorum.( Zehra senin damada doğum günü hediyesini hazırla bakalım heh heh heh).Bugün doğumgünü olan herkese mutlu yaşlar diliyorum...

Bu fotoğrafı güzel bir kaligrafi çalışması ile daha mükemmel hale dönüştüren kaligrafi ustası Suat Bey tekrar teşekkürler.Daha önce bu fotoğrafı orjinal ve kaligrafi çalışmalı haliyle yayınlamıştım.Eski arşivlere geri dönelim biraz :-)

DAĞ RÜZGARLARI


Kaderde:
Senden ayrı düşmekte varmış...
Doğrusu,
Bunu hiç düşünmemiştim
.Seni tanımadan,
Hele,seni böyle deli divane sevmeden önce,
Yalnızlık güzeldir diyordum.
Al başını.....
Kaç bu şehirden.
Ufukta bir çizgi gibi gördüğün dağlara,
Rüzgarın iyot kokularının karıştığı denizlere git.
Git....
Gidebildiğin yere git diyordum.
Oysaki:
Senden kaçılmazmış.
Yokluğuna bir gün bile dayanılmazmış....
BİLMİYORDUM.


Yinede dayanmaya çalışıyorum işte.
Bir kır çiçeği koparıyorum gözlerine benzeyen.
Geçen bulutlara sarılıyorum ellerin diye.
Rüzgar,
Güzel bir koku getirmişse,
Saçlarını okşayıp gelmiştir diye avunuyorum.
Yaşamak seninle başka bir zamanı....
Bir başka zamanda seni yaşamak.....
Her şeyden önce sensin.
Elbette sen...
Mutlaka sen...
İster uzakta ol,ister yanıbaşımda dur.
Sen ol yeterki bu zaman içinde.
Ben:
Olmasamda olur.....


Seni bir yuımağa sarıyorum yıllardır,yinede bitmiyorsun.
Çaresizliğim gün gibi aşikar.
Su olup çeşmelerden akan güzelliğin,
İnceliğin ışık ışık yüzüme vuran.
Sen güneş kadar sıcak,
Tabiat kadar gerçek..
Sen bahçelerde çiçek açtıran,
Sudan, havadan yüce varlık.
Sen,
O tek sevgi içimde.
Sen,
Görebildiğim tek aydınlık.



Bir nefeste benim için al,
Havasızlıktan öldürme beni.
Bulutlara, yıldızlara benim içinde bak.
Susadım diyorsam bir yudum su içmelisin.
Ben yorulduysam,
Sen oturmalısın...
Ellerim, sevilmek istiyor,
Saçlarım okşanmak,
Dudaklarım öpülmek istiyor.
Anlamalısın...



Ağaçların yeşili kalmadı,
Gökyüzünün mavisi yok.
Kim bu çaresiz adam?
Bu kıpkırmızı gözler kimin?
Kaç gecedir uykusu yok.
Gündüzü yok,
gecesi yok.
Yok..
yok.....
Anladım.
Sensiz yaşamanmaz bu dünyada .
İMKANI YOK....



Beni bunca saracak ne vardı?
Kanıma girecek,
Gözbebeklerime oturacak.
Bir senfoniki,Kulaklarımdan eksilmeyecek..
Ne vardı,hiç karşıma çıkmasaydın.
Bu kör olası gözler, görmeseydi seni.
Ne vardı, güzelliğini hiç bilmeseydim.
Bir dua gibi bellemeseydim adını.
Ne vardı, bütün gece,
Gözlerimi tavana dikerek seni düşünmeseydim...



(DAĞ RÜZGARLARI...Ümit Yaşar OĞUZCAN)

Sıra oyuna geldi.Blogtaki tanıştığım kişilere yer vereceğim,bu sıralamayı yaparken tanışma sırasına göre yapacağım.o Yüzden ben neden sona kaldım demek yok :-) :-) :-)


arkadaşça ( Meral ) : Onunla blogların çok ötesinde başlayan bir dostluğum var.Dost kelimesi çok yalın kalır sanırım.Onun arkadaşlığını,dostluğunu,kardeşliğini bu satırlarda anlatmam imkansız.Geçen gün konuştuğumuzda böyle bir oyunda ben senin hakkında neler neler anlatırım Nilüfer dedi,yaza yaza bitiremem.Ben çok fazla duygularımı belli edemem,yada yazılara dökemem.Ama onun değeri benim için bu sayfalara sığdırılamayacak kadar çok büyük.Bu değer benim yüreğimde kalsın,buralara aktarmayayım.Yoksa kesin gözlerin dolacak biliyorum :-( .Bu sefer ikimizde ağlamaya başlayacağız.Seni çok seviyorum arkadaşım.Blog dünyasına adım atmamı sağladığın ve bloğu oluşturana kadar gösterdiğin sabır için sonsuz teşekkürler...

Nagice Hobi (Nagihan ) : Blog dünyasında diğer tanıdığım isim.Mükemmel şal örüyor,çok iyi bir anne ve çok iyi bir blog dostu.Biliyorum bu sıralar bloğuma hiç uğramıyorsun diyeceksin,kızmakta kesinlikle haklısın.Maalesef bende elişilere karşı hiç bir yetenek yok.Durumum çokkkk vahim :-) ,sadece yaptıklarınıza imrenerek bakıyorum.Nilüfer dene mutlaka başarırsın diyeceksin ama ben almayayım :-) :-) :-) .Blog dostlarına hazırladığın slaytı hiçbir zaman unutmayacağım.Çok teşekkürler.Seni tanımak çok güzel...


Tuhfe) : Blogum ilk dönemlerinden başlayan ve hala bloğumu yalnız bırakmayan değerli bir dost.Yaptığı yemekler yanında ,çektiği fotoğraflarda çok güzel.Benim gibi bloğunu kapatıp geri dönen blogcular arasında.Geri dönüşüne çokkk sevindim.

Bugünlük bu kadar oyuna kaldığım yerden en kısa zamanda devam edeceğim :-) :-) :-) .Söz 1 ay gibi kısa bir süre uzatmayacağım


Janjanlı (Özlem) :Janjanlıda eski blogculardan biridir.İlk tanıdığım blogcu arkadaşlarımdan biri.Güzel takılar yapar.


Münevce (MünevverAbla):54 yaşında,çok marifetli bir büyüğüm.Ona imreniyorum.Öğrenmenin yaşı yoktur sözünü doğrularcasına 50 yaşından sonra bilgisayar öğrenmeyi ve o güzel sitesini ortaya çıkarmayı başarmış değerli bir ablamız.Hepimize örnek olduğun için teşekkürler Münevver Abla...


Erdemselvi : Onu tanıdığımda öğrenciydi.Şimdi ise o bir öğretmen.Gerçekten çok değer verdiğim blogcu kardeşlerimden biri.Ancak blog sayfasını kapattı.Israr ediyorum ama bloğunu hala açmadı,inşallah onu tekrar aramızda göreceğiz.Erdem tekrar aramıza dön yoksa msn adresini tüm öğrencilerine dağıtacağım :-) ( Beni anladın sen heh heh heh). Gül = Erdemselvidir.Onun bloğu güllerle bezenmişti.Onun bloğu için söyleyebileceğim en iyi söz huzurun adresi.Huzurun adresinde ve güllerin arasında keyif içinde gezinmek istiyoruz.Hadi artık Erdem dön aramıza :-)


Metebilge (Handan) : Onun hakkında ilk aklıma gelen kariyerini bir tarafa bırakarak kendisini çocuklarına adamış olması.Herkes bunu başarabilir mi imkansız sanırım.Harika bir annesin Handan.Bunun yanında harika bir fotoğrafçı,güne gülerek neşeyle başlayan etrafa pozitif enerji saçan biri.Artı bloğunu kapatıp geri dönenlerden,gidilmiyor değil mi Handan.Bu sefer kesinlikle tamamen bloğu kapatacaktım,ama kıyamadım bir türlü.Sanırım benden bir parça oldu artık...



Tenceredibinkara(Hasan C.) : Onu sizlere nasıl tanıtayım ki.Bloğunda bir yazısını okudum ve o günden sonra bu bloğa takılıp kaldım.O yazı gerçekten muhteşemdi ve çok etkilenmiştim,bu yazıyı kime okutturduysam aynı duyguları hissetti.İlkin onu anlamakta çok zorlanmıştım,zamanla yazılarına alıştım.Kapalı bir kutuydu sanki,yüreğindekileri çok güzel kaleme alıyor ama hiç sır vermiyor :-) ,herkes onun bloğunu çok seviyor.Çünkü herkes onun yazılarında kendinden birşey buluyor.O çok güçlü bir kaleme sahip ve benim için abilerin abisi.Hadi artık Hasan Abim dur biraz yerinde,inan senin hızına yetişemiyorum.Kafasına esince mekan değiştiriyor.Çınar ağacı; bir torpil geç bu kardeşine ve yeni adresini söyle ona.Sayfanı yine bir şekilde bulurum,duyguların kelimelerle en iyi şekilde bezendiği,Hasan C imzalı bir sayfayı bulmak zor değil abi :-) .Bloğuna not bıraktım ortaya çıkmazsan ödül koyacağım seni bulana.Ödülde senin blog ve kedin.Ehhh artık bir düşün istersen...

posted by Nilüfer at 7:00 ÖÖ 30 comments